26 Eylül 2018 Çarşamba

Aşk ve Korku

İnsan yüreğini teslim etmeden önce, bir takım korkuları hissetmeye başlar.  Bu korkular bu aşkın sürmesi sırasında karşımıza çıkacak acıların korkularıdır. Çoğu zaman belki de "hadi canım, bu kişi farklı.. bak sahipleniyor" deriz ve bizde yüreğimizi teslim ederek onu yüreğimize sokup sahiplenelim deriz." Ve sahiplenirsin...ama herşeyin bir ilüzyondan ibaret olduğunu ve o korkuların gerçekleştiğinde ve acıların tüm zihnini ve vücudunu kapladığında anlarsın. Gitsen sanki  boğulacak gibi olursun, kalırsan da aşk denizinde bir batarak bir çıkarak aşkın acı suyunu yuta yuta gider bu aşkın süreci...

Çözüm yolları ararsın. Ama bu aşk matematiğinin bir çözümü yoktur. Çünkü bunda bir mantık yoktur. En mantıklı yolları aşkın içine girmeyenler verir. Ama onda da aşk yoktur. Matematiksel aşklar, sen veriyorsan, o alıyorsa... elde var sıfır...Bırak gitsindir..

Belki de en güzel çözüm, bırakmış gibi kabul etmektir. Sahiplenilen bu kişinin yürekten bağını koparmaktır. Özgür bırakmaktır. Sanki bırakmış gibi... sanki terketmiş gibi... sanki hiç olmamış gibi yada herşey yeniden başlıyormuş gibi düşünerek devam ettirmektir. Eğer tamamen koparmak acı veriyorsa sana...  Bunu yapmak senin aklını ve ruhunu biraz özgür kılacaktır. Sen yoluna bakarsın. O yoluna bakar. Yollarınızın birleşmemesi, aynı yollarda karşılaşmayacağınız anlamına gelmez. Sadece bir süre sonra farklı sokaklara sapılır. Kim bilir, belki de...yollar birleşiverir.. Ama siz yine de...Yüreğinize soktuğunuz kişilerin size acı verdiğini ve sizi dertlere soktuğunu hissediyorsanız, bırakıverin gitsinler.. Seviyorsanız, sadece o'na değilde, yolunuza bakın. Yolunuza baktığınızda o'na bakışlarında acı vermekten uzak kaldığını göreceksiniz. Ama sadece o'na bakıp, yolunuza bakmadığınızda... Aşk denizindeki girdapta boğulur kalırsınız.